4 Ekim 2009 Pazar

İTÜ IEEE'ye giriş yükseliş ve Projekent 2007

Sene 2006, daha yeni ikinci sınıf olmuşum. Her zamanki gibi 75'te oturuyorum, yanımda da Hasan Emre var. Akşam dersten çıkmıştık galiba öyle boş boş takılıyorduk. Kontrolde okuyan bu dönem mezun olacak Burak geldi yanımıza. Ne yapıyorsunuz ne ediyorsunuzdan sonra IEEE diye bir kulüpten bahsetti tanışma toplantısı var dedi. Ben de necidir bu dedim. Başladı anlatmaya, uzun uzun anlattıktan sonra sen ne yapmak istersin dedi. Ben de "Abi ben şirketlerle görüşeyim, öyle bir şeyler var mı" dedim. Burak da bana Kariyer ve Teknik aktiviteler komitesi (o zamanki adı ile) tam sana göre dedi. Neyse uzun lafın kısası biz Hasan Emre ile tanışma kokteyline gittik.

Hiç unutmam kantinin yanındaki kulüp odasına girdim bayağı kalabalıktı. Yönetimsel görevi olanların yaka kartları vardı. O esnada Arif Bayırlı ile tanıştım Kariyer ve Teknik Aktiviteler Komitesinin (KTAK) Başkanı imiş. O sene yapacakları Projekent 2007 etkinliğini anlatmaya başladı bana, ilgimi çekmiş olmalı ki ben toplantılara katılmaya başladım.

Aslında ilk toplantılar biraz garipti Arif bize sürekli kulüp şöyledir, etkinliği böyle yapacağız diye bir şeyler anlatıyor ve çok geç saatlere kadar kulüp odasında kalıyorduk. Şimdi geçmişe dönüp bakınca olayların sırasını hatırlamak zor oluyor, bir yerde yanlışım varsa affedin şimdiden ama yanlış sadece tarihsel sıralamadadır. Böyle de bir ara nottan sonra devam edelim sürece.

Aradan biraz daha süre geçtikten sonra ben de artık ortama ısınmaya başlamıştım. Arif’in o zamanki yardımcısı Emrah Yasan ile falan da samimi olmuştum. Tabii Arif ile Emrah’ın önceki senelerden tanışıklıkları var.




Proje dosyasını falan hazırlamıştık artık etkinliği ana hatlarıyla her üyenin kafasına yerleştirmiştik ve ben iyice IEEE’ye sarmaya başlamıştım. Salı günleri akşam yapardık toplantıyı. Salı öğleden sonra Hasan Yıldırım’dan Malzeme alıyordum o zaman. Toplantı öncesinde Arifle toplantı hakkında konuşmak daha keyifli olduğu için Malzeme derslerinin birçoğuna da bu sebepten ötürü girmemişimdir.

Neyse kulübe gide gele hem oradaki insanları tanımıştım hem de oradakiler beni tanımıştı. Birazda istekli olmalıydım ki her işe atlıyordum resmen. Bir gün Arif beni aradı “Ziya öğle arası bir toplantı yapacağız kesin gel” dedi. İlk başta çok şaşırdığımı hatırlıyorum. Öyle bir mail de gelmemişti hâlbuki. Neyse gittim kulübe o zamanki başkan Alparslan YILDIZ (hala gözümde o BÜYÜK BAŞKAN’dır) ile Arif orta odaya girdiler. Benim dışımda Emrah, Seda ve Elif vardı. Bize “Arkadaşlar artık farklı bir yapılanmaya gidiyoruz ve siz bu yapılanmada Arif ile birlikte kafa adamlar olacaksınız.” dediler.

O andan itibaren her şey daha farklı bir boyut kazanmıştı benim için. Biz genel toplantıların dışında Pazar olması lazım gölette Arif’in bloğunda toplantılara başladık ve etkinlikle ilgili detayları konuşmaya başladık. Nedenini bilmiyorum ama bunu üyelerden de saklıyorduk. Gel zaman git zaman bu ekip içerisinde çeşitli sebeplerden problemler çıkmaya başladı. Ve ekip dağıldı hatta yanlış hatırlamıyorsam Seda ile Emrah kulübü de bıraktılar. O zaman zarfında da etkinlikle ilgili koordinatörlükleri dağıttık biz de Arif ile. Ben İnsan Kaynakları Koordinatörü olmuştum. Korhan Tanıtım Koordinatörü Hande ise Eğitim ve Seminer Koordinatörlüğü. Zaten ben, Korhan ve Hande üçlüsünün samimiyeti de bu koordinatörlükler olayından az öncesine tekabül ediyor.

Etkinlik yaklaştıkça sıkıntılar artıyordu ve Arif komite başkanlığını bırakmaya karar verdi. Neyse biz onu yönetim kurulunun da desteği ile vazgeçirdik ve çalışmalara devam ettik.

Birgün Arif bana sen bu kadar gelip gidiyorsun bizim İdari kurullara da gelsene dedi. İşte Olay bu noktada patlak verdi.

Şu an her şey o günkü kadar net gözümün önünde. Ben BÜYÜK BAŞKAN’ın yanında oturuyorum ilk başta anlayamadım tabii nasıl bir ortam olduğunu orada her komite konuşuluyor. Ben de kendimce vay be diyorum. Biraz ısındıktan sonra Laboratuar komitesi başkanı Cahit (Bana göre hala Cavit’tir o) ile geyik bile yapıyorum. Nasıl başladığını anlamadığım bir şekilde Yazman olan Samet ile Alparslan tartışmaya başladılar ve Alparslan toplantıyı terk etti. Biz de ne oluyor falan derken hadi gidelim bir ara konuşuruz dedik. Ama sonunda karşımıza Kadir’in ve Cahit’in kaldığı gerisinin bıraktığı bir idari kurul yapısı kaldı. Tam anlamıyla piç gibi ortada kalmıştık. Benim açımdan bakılırsa harika hatta o zamana kadar Türkiye’de yapılmış en güzel Ar-Ge konulu öğrenci etkinliğini yapacağımıza inanıyordum(ki Türkiye’de Öğrencilerin yaptığı en güzel Ar-Ge konulu etkinliği yaptık).

Bir bakayım ne kadar olmuş dedim bayağı bir yazmışım ama arkadaşlar benim için çok önemli olan İTÜ IEEE’de ki ilk senemi yazıyorum inanın birçok şeyi atlıyorum.

O yönetimsel boşluk bir süre devam etti ve benim de KTAK’ı temsilcisi olduğum bir idari kurul toplantısında Kadir TUNÇAY’ı (10 numara insandır kendisi) Başkan seçtik. Kadir, yardımcısını insanlarla tek tek konuşarak seçeceğini söyledi ve konuyu kapattık.

Bir diğer tarafta Projekent 2007 ne olacak sorusu akıllarda idi. Bana kalsa Alparslan, Arif, Berkin ve Aydoğan bırakmıştı ben de bırakmalıydım. Bu düşünceler ile komite toplantısına girdik ve etkinliğe devam etme kararı aldık. Hala nasıl o kararı aldığımızı düşünürüm ve bir cevap bulamam. Sonuç olarak biz Projekent 2007’yi çıkarmaya karar verdik ve ben bir anda Kariyer ve Teknik Aktiviteler Komitesi Başkanı ve Projekent 2007 Koordinatörü olmuştum. Buna paralel olarak Kadir bana Başkan Yardımcılığını teklif etti ve onu da kabul ettim.

Benim, Korhan’ın ve Hande’nin yoğun çabaları ile Projekent 2007 çalışmalarına kaldığımız yerden devam ettik. Ben bir taraftan sponsorluk işleri ile ilgileniyordum, Korhan nasıl daha iyi tanıtım yaparız diye kafa yoruyordu, Hande ise eğitimleri ve seminerleri ayarlamaya çalışıyordu ve bizlerin dışında harika bir ekipte vardı tabii ki arkamızda. Uzun lafın kısası hayatımın en güzel 3 günü oluşturan Projekent 2007’yi 1-2-3 Mayıs 2007 de Süleyman Demirel Kültür Merkezinde alnımızın akıyla gerçekleştirdik.

Aslında daha yazabileceğim o kadar çok şey var ki tahmin bile edemezsiniz ama fazlası ile uzun oldu artık burada keseyim dedim. Belki aklıma eserse detayları zamanla yazarım.








Projekent 2007 ile ilgili ve benim kulüpçülüğümle ilgili sonuçlara gelirsek eğer;
- Başta Korhan ve Hande ile olmak üzere harika arkadaşlıklar kurdum.
- Türkiye’de o zamana kadar öğrenciler tarafından yapılmış en kapsamlı Ar-Ge etkinliğini yaptık.
- Hayatım boyunca birlikte yola çıktığım insanlar beni yarı yolda bırakabilirler ama bu benim yapmak istediğim şeyleri sadece kısa süreli etkileyebilir gibi harika bir sonuç çıkararak hayatıma devam ettim.
- Süleyman Demirel Kültür Merkezinin tarihinde gördüğü en büyük brandayı astık o her zaman boş duran duvara.
- 6 ayın sonunda Komite Başkanı ve Kulübün Başkan Yardımcısı oldum.
- İlk dönem 6 dersin 3’ünden, ikinci dönem 7 dersin 4’ündne kaldım. Yine olsa yine kalırdım :)

2 yorum:

  1. Foto super bu fotodan haberim yoktu :)

    Ben ayrildiktan sonra da epey ilginc gelismeler olmus bu arada.

    YanıtlaSil
  2. Hem de neler oldu neler. burada çok detaylı anlatmadım ama konuşuruz bir ara

    YanıtlaSil